Cappadox 2017, “Dünyadan Çıkış Yolları”
Müzik, çağdaş sanat, gastronomi, açık hava etkinlikleri gibi farklı disiplinleri bir araya getiren programıyla Cappadox geçtiğimiz 2 senenin ardından bu seneki teması "Dünyadan Çıkış Yolları" ile 18-21 Mayıs tarihleri arasında yine Kapadokya’da gerçekleşecek.
Bu sene festivalde yer alacak müzisyenler ise şu şekilde: Kaan Tangöze, Dead Combo, Büyük Ev Ablukada, Kuan, Lars Danielsson Duo feat. Gregory Privat, Akın Sevgör, Peter Broderick & David Allred Duo, Emma Shapplin feat. Mercan Dede, Dj Yakuza, Rhye, Oceanvs Orientalis vs İlhan Erşahin, Mercan Dede İstanbul Quartet, Kalben, Kubalas, Yasmine Hamdan, Acid Pauli, Ah! Kosmos.
Festivalin jazz ayağında öne çıkan isim şüphesiz Lars Danielsson. Lars ile bundan bir kaç sene önce Borusan’da Ulf Wakenius ile gerçekleştirdikleri duo performanslarından sonra tanışmış ve uzun uzun sohbet etmiştik. Lars her ne kadar bu sohbet sırasında fazlasıyla mütevazi olsa da, şu an kuzey cazının en önemli temsilcilerinden olduğunu söylemek gerekiyor. Kendisini 3. Kez canlı olarak dinlemek için sabırsızlanıyorum.
Lars, İsveçli bir kontrbasçı. İlk grubu Lars Danielsson Quartet, saksofonda David Liebman, piyanoda Bobo Stenson ve davulda Jon Christensen'den oluşuyordu ve bu quartet çeşitli ödüller alarak müzik dünyasında kendine iyi bir yer edindi. Lars hem besteci hem de aranjör rollerindeydi. Bu arada senfoni orkestraları ve big bandlerle de çalıştı. İki yıl boyunca Jazz Baltica Ensemble'ın besteciliğini ve şefliğini yaptı. 1980’den bu yana hem dörtlüsüyle hem de farklı müzisyenlerle kayıtlar yapıyor ve sahne alıyor. Şimdi Kapadokya’da yanında Gregory Privat var.
Liberetto albümü 2012 senesinde yayınlandı. Pasadoble ve Tarantella albümlerinin bir uzantısı olarak adlandırılabilecek Liberetto’nun klasiğe çalan, ifadeci, lirik melodilerinin Lars’ın alıştığımız groove’u ile Kapadokya’da bizi etkisi altına alacağına inanıyorum.
Bir diğer ilgi çekici konser Mercan Dede’nin Emma Shapplin’i ağırlayacağı performans olacak. İlk albümü Sufi Dreams’i 1997’de yayınlayan ve dünyanın önde gelen festivallerine katılan Mercan Dede, tasavvuf müziğini modernize ederek tüm dünyaya tanıtan bir isim.
Müzik kariyerine klasik operayla başlayan Emma Shapplin ise, kendi yarattığı stilinde operadan lirik şiire, trance müzikten rock ve synth-pop’a kadar pek çok janrdan ilham aldı. Şimdiye kadar Acropolis, Kremlin ve Belgrad’daki Roma Mozolesi gibi nefes kesici mekanlarda sahne alan Emma Shapplin, bu sefer de Mercan Dede ile yine nefes kesici bir yer olan Kapadokya’da buluşuyor. Bakalım buradan neler çıkacak...
İlhan Erşahin, Mercan Dede gibi Cappadox’un diğer gediklisi. İlhan’ın yanında Oceanvs Orientalis olacak. Güney Amerika’nın tribal ritimlerini müziğine taşıyan Oceanvs Orientalis, İlhan Erşahin’in saksafonuyla iyi bir uyum yakalıyor. Şafak Özkütle tarafından kurulan Oceanvs Orientalis, kısa zamanda özgün prodüksiyonları ve remiksleriyle elektronik müzik dünyasına etkileyici bir giriş yaptı. Sound’unda, müzik tarihinden alınıp yeniden kullanılan arkeolojik buluntular, dönüştürülen müzikal birikimler dikkat çekici. Kapadokya öncesinde Meksika'da, Tulum'da, Brooklyn'de, The Lab NYC’de ve Burning Man festivalinde çalmıştı.
Cappadox, websitesinde diğer sanatçılardan nasıl bahsetmiş, kısaca bakalım mı?
“Yasmine Hamdan, repertuarını oluştururken 20. yüzyılın Arap kadın şarkıcılarından ilham alan bir sanatçı. Orta Doğu’nun daha özgür ve eşitlikçi bir topluma sahip olduğu dönemden etkilenen Yasmine Hamdan, o devrin vokal tınılarına taptaze bir yorum katıyor. Acem kültüründen öğeler taşıyan müziği ise yenilikçi düzenlemeleriyle Orta Doğu sınırlarını aşıyor, çok daha global bir yapı kazanıyor. Only Lovers Left Alive film müziklerine yaptığı otantik katkıyla tanıyabileceğiniz Yasmine Hamdan, sizi coğrafi çerçevelerin ötesine geçmeye davet ediyor.”
“Oregon’da tanışmalarının ardından birlikte pek çok kez sahne alan Peter Broderick ve David Allred, müzikal iş birliklerini Allred & Broderick projesiyle sürdürüyor.
Piyano başta olmak üzere pek çok enstrümana hakim olan Peter Broderick, son bir yıla Partners ve Grunewald albümlerini sığdıran üretken bir müzisyen. Danimarka’da Efterklang’la, Berlin’de Nils Frahm, Dustin O'Halloran gibi isimlerle iş birlikleri gerçekleştirdi. David Allred ise 2016 sonunda kaydettiği Woods albümünde vokal ve gitarın yanı sıra, kontrbas, trompet, keman ve perküsyonu da ustalıkla kullanmış bir sanatçı.
Birlikte ürettikleri ‘The Ways’ parçasında daha iyi bir dünyaya dair umutlarını dile getirip müziği görsel sanatlarla bir arada kullanan Allred & Broderick, deneysel tarzlarıyla ilham verici bir performansın sinyallerini veriyor.”
“Yolları internette kesişen Kanadalı Mike Milosh ve Danimarkalı Robin Hannibal’ın kurduğu Rhye, duyguları harekete geçiren görüntüler, heyecan verici ritimler ve muazzam bir kontralto sesten oluşuyor. İnternette yayınlanan The Fall ve Open videolarıyla milyonların beğenisini kazanan grup, 2013 yılında ilk albümleri olan Woman’ı kaydetti. R&B etkileri taşıyan müzikal alt yapıya eşlik eden ustalıkla yazılmış sözler, ortaya enerjik ve bir o kadar da huzurlu kompozisyonlar çıkarıyor.
Hannibal turnelere katılmasa da daha önce farklı müzisyenlerle Coachella ve Pitchfork gibi önemli müzik etkinliklerinde sahne alan Milosh, Rhye deneyimini canlı performanslara taşıyor. İçinize işleyecek bir sesin farklı enstrümanlarla uyumunu keşfetmek için bu konseri kaçırmayın.”
Bu sene de keyifli bir Cappadox deneyimi olması dileğiyle. Herkese selam!


