top of page

 

Magnus Öström ile Umuda Yolculuk

İsveçli caz davulcusu, besteci Magnus Öström, 18 Ocak akşamı Salon İKSV’de sahne alıyor! 15 sene boyunca, Avrupa’dan çıkan en önemli caz gruplarından Esbjörn Svensson Trio (e.s.t.) ile 12 albüm kaydında yer alan ve dünyayı dolaşan Magnus Öström, Esbjörn’ün 2008 senesindeki trajik ölümünün ardından bir süreliğine kendi köşesine çekilmişti. 3 senelik aranın ardından, ilki 2011’de, ikincisi 2013’te olmak üzere, kendi bestelerinden oluşan iki albüm piyasaya süren Magnus Öström, Salon İKSV’de her iki albümünden parçalar ile dinleyicileriyle buluşacak. Şimdi dilerseniz öncelikle Magnus’un müziğini daha iyi anlayabilmek için, hayatındaki önemli olaylara, müzik yolculuğundaki dönüm noktalarına ve ilham kaynaklarına bir göz atalım. Daha sonra da kısaca son iki albümünden bahsedelim.


Magnus Öström, ressam bir ailenin ikinci çocuğu olarak, 1965 senesinde İsveç’te dünyaya geldi. Magnus’un müziğinin şekillenmesinde, ağabeyi Tommy’nin eklektik albüm koleksiyonunun önemli etkisi oldu. Bu koleksiyonda Jimmy Hendrix, Deep Purple, Almond Brothers ve Lynyrd Skynyrd gibi çok önemli müzisyenler/gruplar yer alıyordu.


Henüz sekiz yaşındayken Magnus, babasının boş boya kutularını kullanarak ilk davul setini oluşturdu. Bir sene sonra da, sokağın karşısında oturan bir çocukla ilk grubunu kuracaktı. Bu çocuk, daha sonra bir caz efsanesi olarak anılacak olan piyanist Esbjörn Svensson’dan başkası değildi.


Bir sonraki sene yılbaşında Magnus’a gerçek bir davul seti hediye edildi. Takip eden sene içerisinde de Magnus ilk konserini verecekti. Gruplarının adı “Beware Of The Beginners”tı.


1978 senesinde ağabeyinin onu, Billy Cobham & John McLaughlin konserine götürmesi Magnus’un müzik yolculuğunda bir dönüm noktası oldu. Konserden inanılmaz etkilenen Magnus için bu caz-rock tarzına geçiş anlamı taşıyordu. On üç ve on altı yaşları arasında Magnus, Esbjörn Svensson ile birlikte çeşitli gruplarda yer aldı ve dans müziğinden punk’a uzanan yelpazede performanslar ortaya koydu.


1981-1983 seneleri arasında Magnus, Västerås’taki Gymnasium adlı müzik okulunda eğitim aldı. Bu senelerde Magnus ve Esbjörn ilk trio’larını kurdular. 1983-1985 seneleri arasında Magnus müzik eğitimine Sjöviks lisesinde devam etti.


1985 senesinde Magnus, Royal Conservatory of Music’te eğitim almak üzere Stockholm’e yerleşti. Hemen ardından, çeşitli caz gruplarında çalmaya başlayarak Stockholm jazz sahnesinde boy göstermeye başladı. 1987-1992 seneleri arasında, ünlü İsveçli caz vokal Monica Borrfors’un grubu ile caz standartları çaldı. Bu grup ile İsveç ve diğer ülkeleri içeren turnelere çıktı. Magnus’a göre, bir vokalin arkasında canlı çalmak, genç bir davulcu için en iyi okul anlamına geliyordu.


Birkaç senelik bir aranın ardından, 1989 senesinde Magnus ve Esbjörn tekrardan bir araya gelerek doğaçlama müzik yapmaya başladılar. “Stock Street B” adını verdikleri grupta, sampler’lar (ses örnekleyicileri) ve octapad’ler kullanarak deneysel bir yaklaşım sergilediler. Magnus’un sözlerine kulak verelim: “Böyle bir şey için çok erkendi. Kimse gerçekten ne yapmak istediğimizi anlayamamıştı. Arka planda çalan parçaların üzerine çaldığımızı düşünüyorlardı, oysaki bizim sahnede yaptığımız her şey canlıydı!”


1992 senesinde kontrbasçı Dan Berglund’un da katılımı ile, Magnus’un müzik kariyerinin en önemli bölümü olan Esbjörn Svensson Trio (e.s.t.) dönemi de başlamış oldu. Magnus, Esbjörn ve Dan, birlikte 12 albüm ve bir DVD kaydı yaptılar, dünya turnelerine çıktılar, yüzbinlerce albüm sattılar ve “On Yılın Trio’su” ünvanını aldılar. Günümüzde e.s.t. halen en ilham verici gruplardan biri olarak anılmakta. “Live in Hamburg” albümleri “On Yılın Albümü” ödülüne layık görüldü.


E.s.t.’in müziği, klasik, caz, rock, pop ve elektronik elementleri içeren eklektik bir tür olarak açıklanabilir. Geleneksel caz ile elektronik efektleri harmanlayan ve üst üste kayıt yönetimden de faydalanan grubun müziğinde klasik müzik bestecisi Béla Bartók ve rock grubu Radiohead etkilerini de yakalamak mümkün. E.s.t.’in notalarında kuzey cazının melankolisini hissetmemek imkansız.


Ne yazık ki Esbjörn Svensson’un 2008 senesinde müzik dünyasını yasa boğan ölümü ile Magnus’un e.s.t. macerası da sona ermiş oluyordu. Önemli caz yayınlarından “All About Jazz”, bu kaybı, “dünyanın her yerindeki müzik aşıklarını çok derinden üzecek” bir olay olarak nitelendirdi.


2011 senesinde Magnus, grup lideri olarak yer aldığı ilk albüm olan “Thread of Life”ı (Yaşam Bağı) ACT etiketi ile piyasaya sürdü. Albümdeki tüm parçalar Magnus’a aitti. Albüm olumlu eleştiriler aldı ve İsveç Grammy ödüllerine aday gösterildi. Albümde Magnus’a (davul, vurmalılar, elektronikler, vokaller), Andreas Hourdakis (gitarlar), Gustaf Karlöf (tuşlular) ve Thobias Gabrielson (bas, trompet) eşlik ediyor. Ayrıca Essbjörn’e ithafen bestelenmiş olan “Ballad For E” parçasında Magnus’a, e.s.t.’in basçısı Dan Berglund’un ve zaman zaman e.s.t. ile konuk sanatçı olarak sahneye çıkmış olan Pat Metheny’nin eşlik ettiğini görüyoruz. “Thread of Life”, yakın dostu Esbjörn’ün acı kaybının ardından Magnus’un kendi yolunu bulma çabasını anlatan, başarılı kompozisyonları ve aranjmanları ile dikkat çeken, oldukça melankolik bir albüm. 


2013 senesinin Eylül ayında yine ACT etiketi ile piyasaya sürülen “Searching For Jupiter” (Jüpiter’i Aramak), Magnus’un grup lideri olarak yer aldığı ikinci albüm. Gerçek anlamının yanısıra Jüpiter, Roma mitolojisinde en büyük tanrı olan Zeus’un diğer adı. Dolayısıyla hangi anlamıyla bakarsak bakalım albümün, yaşadığı acı kaybın ardından Magnus’un umut arayışını sembolize ettiğini söylememiz mümkün. Albümde yine Esbjörn’ü hatırlatacak “Mary Jane Doesn't Live Here Anymore” ve “Hour Of The Wolf” gibi parçalar mevcut, fakat bunların yanında da Magnus’un ileriye dönük optimist adımlar attığını hissedebiliyoruz. Hatta ara ara kendimizi minör’lerin melankolisinden majör’lerin neşesine geçiş yaparken yakalıyoruz. Caz-rock etkisinin hissedildiği albüm, “At The End Of Eternity” ile de umut dolu bir kapanış yapıyor. Albümde Magnus’a (davul, vurmalılar, vokaller), Andreas Hourdakis (gitarlar), Thobias Gabrielson (bas) ve Daniel Karlsson (tuşlular) eşlik ediyor.


Eski e.s.t. üyesi, İsveçli caz davulcusu ve besteci Magnus Öström, 18 Ocak akşamı Salon İKSV’de dinleyicileri ile buluşacak. Dinleyenleri sinematik bir dokunuşla melankoliden umuda doğru bir yolculuğa çıkartacak olan bu sihirli performansı kaçırmayın derim. Herkese şimdiden iyi seyirler!

Teşekkürler

  • Instagram
  • Facebook
  • LinkedIn

©2020 by Can Karakuş

bottom of page